21 Şubat 2011 Pazartesi

10 Numara!

Bir reklam ajansı futbol takımına benzer. 4 temel oyuncu vardır.
Kaleci müşteri temsilcisidir. Ajansın müşteriden gol yememesi için çalışır durur. Ve topu oyuna, brifi ajansa sokandır.

Stratejik planlama, defanstır. Kreatif çalışmanın hazırlık pasları orada yer alır. İlk pas, "doğru" pas oradan gelir.

Forvet, sanat yönetmenidir. Gelen pasları değerlendirir. Bazen de kendi pozisyonunu yaratır. İyi bir sanat yönetmeni kötü pası bile mucize bir dokunuşla gole çevirir. Kötüsü de kale önündeki topu bile çizginin ötesine götüremez.

Orta sahada ise reklam yazarı oynar. Ajansın beyni ve amelesidir o. En çok koşan hep ortanın ortasında oynayan adamdır. Kendi kalesine kadar gider ve çizgiden top çıkarır; 90+3'te ajansın gol yemesini engeller. Defansa yardım eder. Adam çoğaltmak gerektiğinde kendi on sekizinde biter. Asla yorulmaz, mızmızlanmaz. "Hep destek tam destek" insanıdır. Sahada basmadık yer bırakmaz. Müşteri temsilcisinden ya da planlamacıdan aldığı pası ileri götürmek için her zaman bir planı vardır. Planında çuvallasa da, sert bir müdahale ile yere kapaklansa da hızla ayağa kalkar ve topunu oynar. İdman sahasına hep ilk gelendir, hep sahadan son ayrılan adam olur. Takımı için en çok çalışması gerekendir. Forvete de pası o verir. "Al da at" der. Fikri bulur, pozisyonu yaratır gerisi sanat yönetmeninin bileğinin gücüne kalmıştır... Herkes tıkandığında ve oyunun şeklini değiştirmek gerektiğinde, alır topu rakip takım oyuncularını tek tek çalımlar atar golünü. Kimi zaman tek başına skoru tayin eder. O, reklam ajansının 10 numarasıdır.